Uzmanlara göre; zencefilden kekiğe, edrefilden kâfura kadar birçok bitkinin yağı çeşitli ağrılara iyi geliyor
Bitki yağları ile ağrılara son bulunabiliyor...
Bilim adamları ağrıyı, artık ayrı bir hastalık olarak değerlendiriyor. Bu nedenle, Türkiye'de de tıp fakültelerinin yanı sıra sadece bu amaçla merkezler açılıyor, ağrının nedenleri araştırılıyor. Uzmanlar bitkisel tedavilerin, tıbbi tedavileri destekleyici olarak kullanılmasında hiçbir sakınca olmadığı konusunda hemfikir. Peki, kimisi binlerce yıldır kullanılan bitkilerin hangisi, hangi ağrıya iyi geliyor?
Araştırmalara göre, Türkiye'de insanların yaklaşık % 60'ı ağrı çekiyor; bu oranın yarısı ise bel ağrısı. Uzmanlar, mevsim geçişlerini ise 'ağrı dönemi' olarak değerlendiriyor.
Sıcak aylardan soğuk aylara ya da soğuk günlerden sıcak günlere geçişlerde ağrı oranlarında da artışlar görülüyor. İçinde bulunduğumuz eylül ayında ise, sıcak yaz günlerini adım adım geride bırakarak sonbahara merhaba demeye hazırlanıyoruz, elbette 'ağrı dönemine' de... Bu dönemlerde özellikle eklem, kas ağrıları ve romatizmal hastalıklara bağlı ağrılarda artış oluyor.
Uzmanlar, kronik ağrıların temelinde; şehir yaşamı, yanlış beslenme ve hareketsizliğin yattığını belirtiyorlar. Ayrıca, kronik ağrının sadece tıbbi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olduğunun da altını çiziyorlar.
Ağrı çeken insan sayısındaki bu oranın her geçen gün artması, bu yöndeki bilimsel çalışmaların da iyiden iyiye yaygınlaşmasına neden oldu. Öyle ki, ülkemizde toplam 20 tıp fakültesinde bulunan Algoloji bilim dallarının yanı sıra, sadece bu işle ilgilenen ağrı merkezleri de dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artmaya başladı. Bilim adamları ağrıyı, artık başlı başına bir hastalık olarak kabul ediyor ve çalışmalarını buna göre yönlendiriyor. Ayrıca, tıbbi çalışmaların yanı sıra doğal yöntemler de başvuruyorlar. Özellikle bitkisel tedavileri, tıbbi tedavilere destekleyici olarak kullanıyorlar.
Uzmanlar, ağrı tedavilerinin doğal yöntemlerle de desteklenebileceğini söylüyorlar. “Ağrı kesici bitki ve bitki özlerinden” söz eden bilim adamları özellikle kekik, zencefil, edrefil, kâfur, zeytinyağı, susamyağı, söğüt ağacı dal ve yapraklarından elde edilen salisilik asit ile nane yapraklarından elde edilen mentol ve ökaliptol yağının ağrı kesici tedavilerde kullanılabileceğini belirtiyorlar.
Sadece bir bitkiden ya da birkaç bitkinin karıştırılmasından elde edilebilen yağlar, ağrıyan bölgelere sürülebildiği gibi, toz halinde serpiştirilebiliyor da.
"Türkiye, ağrı tedavisinde öncü"
Ağrılar, yılda yaklaşık 600 milyon iş günü kaybı ve 50 milyar dolar gibi ciddi bir zarara yol açar. Bu nedenle de özellikle son yıllarda dünya, ağrıyı ayrı bir hastalık, ağrı birimi olan algolojiyi ise bir bilim dalı olarak kabul etmeye başladı. Türkiye de, kronik ağrıyı bir hastalık olarak kabul edip üniversitelerde algoloji birimleri kurarak ‘ağrı eğitimi’ veren öncü ülkeler arasında yer alıyor, ağrı tedavileri konusunda ise dünyaca referans gösteriliyoruz. Hatta yabancı ülkelerden uzmanlar gelip bizde eğitim bile görüyor.”
(alıntı)